13 Şubat 2011 Pazar

Develi Kebap & Baklava

Antep Mutfağını hep sevmişimdir. Et oburlar için çok lezzetli yemek (kebap)çeşitlerine sahip olmalarının yanı sıra Baklavaları da her daim gözdem olmuştur.

Bir akşam üstü Ataşehir'den geçerken girip bir tatlı yiyelim diye Develi Kebap ve Baklava'ya girdik. Bir çok defa önünden geçmeme rağmen ilk defa uğradığım bir lezzet durağı oldu.Sadece tatlı yeme niyetiyle girdiğim için restaurant kısımlarına geçmeden hemen girişteki corner bölümüne oturdum. Ama iç kısımlar gerçekten güzel görünüyordu, hoş bir atmosferi vardı.

Tatlı yiyelim derken bir anda döner gözüme çarptı ve aç olmadığım halde atıştırmalık (!) olsun diye Tombik Döner siparişi vermiş buldum kendimi. Döner sonrası da bol fıstıklı Havuç Dilimi...

Bazı çok ünlü yerlerde yediğim etler, dönerler çok yağlı gelirdi.  Ancak Develi'de gerçekten hafif bir dönerle karşılaştım.  Çok lezzetliydi ve üstelik ucuzdu.

Havuç dilimi ise bol fıstığı ile tek kelime ile süperdi....






12 Şubat 2011 Cumartesi

Paris Lezzet Durakları...3...Laduree..."Hımm..Macaron..."


Champs Elysees Caddesindeki meşhur pastane yeşil ve altın sarısı rengi ile ünlü caddedeki diğer mağazalardan bir anda ilgiyi kendine çekmeyi başarıyor.


Vitrindeki pastel renkli macoranlar, bir an önce içeriye girerek renk renk macoronları tatmak için sizi heyecanlandırmaya başlıyor.
Mağazadan içeri girdiğinizde karanlık ancak otantik bir atmosfer ile karşılaşıyorsunuz ve muhtemelen sıra bekleyen en az 15 kişi de macaronlardan önce dikkatinizi çekiyor.
Sıranın sonuna geçip sabırsızlıkla beklemeye başlıyorsunuz... Sonra birden minik yuvarlaklar gökkuşağı gibi  karşınıza çıkıyor... Hangilerinden alacağınıza karar verme aşamasına geçtiğinizde oldukça zorlanıyorsunuz çünkü almadığınız renk de aklınız kalacak, biliyorsunuz.
Sipariş vermek için biraz uğraşıyorsunuz,  fransız tezgahtarların ingilizce konuşmanıza karşılık ısrarla fransızca konuşmaları ve büyük bir ciddiyetle işlerini yapmaları macaronların renk renk verdiği güzelliği biraz gölgeliyor diye düşünüyorsunuz ama yılmadan siparişi tamamlıyorsunuz. 
 Macaronlarınız kendileri gibi güzel bir kutuda size sunuluyor ve minik bir servet ödeyerek mağazadan çıkıyorsunuz... yine de macaronları  yerken bu ufak ayrıntıyı güzel lezzeti ile unutabiliyorsunuz...

Bunlar macoran macerasında hissettiklerim, yaşadıklarım...

Laduree; Fransızların en ünlü pastanesi...1862 yılında açılmış... Laduree'nin macaronları Paris'e gidince görülmesi, yenilmesi gereken güzel bir lezzet... (İstanbul'da da 2 şubesi 2010 yılında açıldı.)
                                                                  
Macaron aslında bademli iki kurabiyenin arasına çeşitli tipteki ganajların sürülmesinden oluşan bir ürün.  Bizim bildiğimiz acıbadem kurabiyesinin bol çeşitlisi diyebiliriz.

Macaronları seçerken içindeki ganajdan daha çok renkleri etkiliyor insanı.  ama iyi bir lezzet için ganaj çeşidine bakmak da fayda var.


 

 


Çikolata tutkunu olarak benim favorim tabiki yine çikolatalı macaron oldu.

1 Şubat 2011 Salı

Paris Lezzet Durakları...2... Berthillon

Ocak ayında daha önce dondurma yediğimi hatırlamıyorum.  Muhtemelen yemişsem bile bu kadar lezzetli bir dondurma yememişimdir.




Seine nehrinin ortasındaki 2 küçük adadan biri olan St.Louis Adasının ve Parisin en ünlü Dondurmacısı; Berthillon...

Kakao, Fıstık, Çilek, Kavun, Kestane Şekeri, Karamel gibi tam 75 çeşit dondurması var.


Bizim yediğimiz asıl Berthillon değildi ama dükkan o kadar sevimliydi ki çeşit çeşit çikolatalardan, şekerlemelerden, minik ayrıntılardan gözümü alamadım.(ilk gördüğüm Berthillon'a girdiğim için biraz ilerideki asıl yeri farkedememişim :) ) Özellikle Paris sembollerinin resimlerinin olduğu küçük hediyelik çikolatalar çok şirindi.Bu çikolataların arkasında mesaj yazabileceğiniz alanlarda bulunuyor.  Güzel bir hediye alternatifi ancak biraz pahalı...

Kakao, Karamel ve Kestane şekerli olmak üzere 3 top denedim.  Porsiyonları biraz küçük...Tadı muhteşem... Kış günü yememe rağmen en ufak bir rahatsızlık vermedi. Mevsimi ne olursa olsun mutlaka Paris'e gittiğinizde deneyin...

Paris Lezzet Durakları...1... Krep Cenneti Paris :)

Eskiden Paris denince aklıma ilk olarak Eiffel Kulesi gelirdi. Artık Eiffel'in yanında bir de krep gelecek... Krep kokusu adeta sokakları sarmış.  Krep sevmeyenlerin bile bu kokuya dayanabileceğini sanmıyorum... Bizdeki simitçilerin yerini Paris'de krepçiler almış diyebiliriz.

Büfe tarzı yerlerde yiyebileceğiniz gibi paris atmosferli dükkanlarda da yiyebilirsiniz. 40 çeşidi olduğu söyleniyor ama en klasiği Nutella'lı olanı.  (Menülerdeki diğer 39 çeşidi anlamak da biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim, ne olduğunu bilmediğim bir sipariş riskini göze alamadım :) )


Fotoğraflar Paris seyahatimizin son gününde bir akşam üstü yakınından geçerken dayanamadığımız ve bir soluk aldığımız Saint Louise adasındaki şirin Krep dükkanından... (Üstelik bu krep 3 top dondurma sonrası bana mı demeden afiyetle yendi)